Kayıtlar

Eylül, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İki Salıncak Bir Kaydırak

Resim
     Öyle bir fırtına koptu ki kim var kim yok dayanamadı. Bu sadece benim felaketimdi oysa ki ama benden başka kim varsa toprağın altına hapsoldu. Ölmediler... Ölür gibi yaptılar sadece. Nefeslerini bu kadar iyi tuttuklarını bilmezdim. Hep iki salıncaklı bir park hayal etmişim. Yanımda herhangi biri, sırayla kaydığımız kaydıraktan. İki salıncak ve bir kaydırak. Öte yandan benim bütün çocuk parklarım yıkılmış, ne kaydırak kalmış ne salıncak. Sonra içimde inceden ağır bir sitem. Ne yaşadıysam artık. Görünenime aldananlar ve gerçeğimi hiç merak etmeyenler. Bilenlerse kendi doğrularıyla takasa girerler hep. Bu noktada herkes haklı işte kendince, içimdeki insanlık algısını tutamıyorum daha fazla nefesimle:      Tahammüller bitik, kimse beş saat sonrasını düşünerek vermiyor kararını ve birini sanki hiç var olmamış gibi bu hayatta silmek çok kolay. Kiminin yarası derin ama kiminin umrunda değil. Anlamaya çalışmayı geçtim, dinlemiyor bile kimse kimseyi. Dünyanın yeni düzeni aslında bu, yalnız

Bir Kadının Yatağını Dağınık Bırakma.

Resim
     ...      Bir mektup konuştu sonra, dedi ki:     ''...yapma. Bir kadının yatağını bırakma...''      İki balık vardı suda çırpınan. Birbirine bağlı iki balık. Balıklardan biri turuncuydu diğeri ise gri. Balıklardan biri boğulmayı göze almıştı. Balıklardan biri çaresizdi, diğerinin ise dişleri keskindi. Kesmek bilmedi o ipi. Balıklardan biri ölüyordu. Balıklardan biri çaresizdi...      Aşk bazen tutarsız olabiliyordu; gücü orantısız, sözü ağır, ışığı kör edici olabiliyordu. Ayrılık ise bazen hayat kurtarırdı. Hangi darbenin yok edeceğini kestiremez, hiç beklemediğimiz zamanlarda yerle yeksan olabilirdik. Büyük bir bomba düşmüş gibi darmadağın bir şehir bırakabiliyordu arkasında. Ölü, yaralı, sakat, sağır kalabilirdi insan. Ayrılık ise; bazen bir kol, bazen bacak, bazen kulak, bazen kalp olarak oluşurdu. Aşk bazen savaştı.        Bir nefes aldı derince, tuttu sonra içinde. Alınması gereken kararlar vardı, karar almaktan nefret ederdi. Bazı şeylerin hemen olmasın