Kayıtlar

2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Koş Koş Kaç

Resim
         Oturmuş bir karakterim olduğunu iddia edemem ama oturmuş bir karakteristik bir özelliğim var: kaçmak. Ruh halim ne olursa olsun; mutluluktan dört köşe, çıkmaz bir sokak, stabil, hasretle yanan... kaçmak istiyorum bazen. Her şeyi olduğu gibi bırakıp ilk otobüse binmek, otostop çekmek her ne olursa işte oradan uzaklaşmak. Hatta sadece koşmak. Dalağım şişene kadar koşmak sonra dinlenip tekrar koşmak. Bayılana kadar koşmak.  Zihnimin derinliklerinde dolaştığımda somut olarak hiç kaçmadığımı biliyorum. Yine de öyle çok kaçtım ki bu hayatta. Zoru gördüm kaçtım, her şey yolundaydı kaçtım, cesaret edemedim kaçtım, fazla geldi kaçtım, yetmedi kaçtım, korktum kaçtım... Bıraktım onlarca insanı kaçtım. Düşünüyorum da tekrar sadece kaçmadım. Kırdım, yıktım, döktüm... Bazı parçaların düştüğünü biliyorum. Düşüp kırılıyorlar. Ruhumun tuz buz olan parçaları. Beni öldürecek kadar keskin olmayıp kan kaybından hipovolemik şoka sokmaya yetecek kadar keskin olan parçalar. İşte o şok öncesinde

Bir Yerlerde Cem Adrian Ağlıyor

Resim
              Dünden kalma bir gam var yüreğimde. Ezgisi unutulmuş bir şarkıyı hatırlamaya çalışıyor zihnim, birkaç sözünden çıkarmaya. Dünden kalma bir aitsizlik hissi var ruhumda. Bitmiş bir sigarayı içmeye çalışıyor ciğerlerim. Dünden kalma gözyaşları var kulağımdaki şarkıda. Ezgisini hatırlayamadığım, sözleri canımı acıtan o şarkı.     Gitme isteği bulandırıyor o şeffaf, berrak suyu. Zift gibi damlıyor, damla damla kirletiyor suyumu.  Sağ yanım çok sıcak, yanıyor. Sol yanımsa üşüyor, donuyor.       Karanlıkta yapılmış bir yolculuk gibi geliyor şimdi eski duygular. Uykusuz, sıkıcı, bitmek bilmeyen karanlık bir yolculuk. İçim daralıyor sonra... Nefes alıyorum derin derin, derindekiler fırlayacak gibi oluyor bu kez. Elimde bir kürek bir el feneri o yorucu karanlıkta kan ter içinde kazdığım derin çukurdaki, o eski metal kutuya yazıp koyduğum hayal kırıklıkları çıkıp, filizleniveriyor. Kızıyorum bu kez, kızıyorum toprağıma, siyah suyumla çıkarmış olduğu o filizleri kesiyorum

Kelebekler ve Uçurtma

Resim
      Bir yıldızın kayışı gibi gösterişli değildi yok oluşun. Birden bire belirip, asılı kaldın tavanda sadece bir süre sonra yine birden bire kayboldun. Hiç var olmamış gibi. Hiç olmamış ya da hiç olmuş gibi. Titreyen bir kadın sesinde anımsayabildim seni sonra. Melankolik şarkılarda değil ama yanlış anlaşılmasın. Böyle su gibi şarkılarda. Canım da yanmadı değil, dalmadım değil tavana. Orada değildin işte sen; durdum, düşündüm.. Hiç orada olmuş muydun diye, hiç olmuş muydun sahi sen.        İçimdeki arabeski gömemediğim için bir yere, odaya giren kelebekler hep sensin bende. Hele ki elime konduysan, üflediğimde uçmuyorsan kesinlikle sensin. Neşen, kahkahan hep aklımda, gülerken gözlerin eşlik ederdi sana. Dolu doluydu hep bakışların, sahi neşenden mi kederinden mi?                     Anlatacakların vardı mesela senin, saatlerce dinlenebilecek türden hikayeler. Aslında hüzünlü ama güldüren anıların, komik olduğundan da değildi aslında, sen güldüğünde gülerdi işte evren.  Sevincin d

Bir Yunusun Pazar Hüznü

Resim
     Zamanın değerini anlamak ister gibi yokluyoruz aslında bazen içimizi. Günler geçiyor, mevsimler değişiyor. Bir şeyler bulacak gibi arayıp duruyoruz hayatlarımızı, aslında var olmayan ya da var olma ihtimali olan şeyleri...      Yüksek katlı binalarda geçiyor zaman... Penceremizin pervazında bir saksı çiçeği varsa ne ala. Yoksa belki iki bina arasından görünen uzaktan deniz emareli çatı manzaralarında huzuru arıyoruz. Doğanın var oluşuna haksızlık eder gibi yaşarken hayatlarımızı aslında kelimenin tam anlamıyla ölmemeye çalışıyoruz. Üç artı birse evimiz geniş geniş ve güneş görüyorsa ferah ferah yaşıyoruz sonuçta. Sabahları kahvaltıdan sonra çay içebiliyoruz hiç değilse. Alelacele çıkıyoruz evden bazen ve yetişmek için işe otobüsün arkasından koşuyoruz. Günündeyse duruyor otobüs şoförü değilse basıp gidiyor. Hayat devam etsin diye para kazanıyor, para kazanmak için çalışıyoruz. Döngü öyle bir hale geliyor ki sonra çalışmak için çalışıyoruz. Binbir türlü işlerde rol alıyoruz; çok s