Ben Onlar Gibi Değilim

     
     Bir yıldırım düştü kafa tasımın üzerine. Baştan ayağa, sondan başa, hiç es vermeden kayboldu dilediğim dilekler. Gerçek olmalarından geçeli çok olmuştu da hatırlayamamak... Bu biraz kıyım, utanç, hezimet... Çocukluktan kalma masum beklentilerim ve onların yine benim suratıma tükürerek alaşağı olmaları... Derimin altına saklanmış, zaman zaman yerinden çıkan ve sonra kanırta kanırta geri giren bir büyük cam parçası... İşte tam olarak bu, çocukluktan kalma sözüm ona hayaller.
     Hayat bir kavgadır denir: NAH! Benim kavgam bizzat hayatla. Yoksa yaşayacak kadar para kazanıp, ölmemek... Ben buna kavga demem, bu sessiz intihar, şu hepimizin ettiğinden. Benim hırsım, kinim direk yaşama varsa kadere duyuyorsa da tanrıya.
     Kendiliğinden işleyen bir karşılıklı zarar verme makinesine dönüştü, düzen. Bazen o benimle taşşak geçiyor, bazen ben onunla. Elime güzel bir ekşınmen veriyor oynayayım diye. Sonra elimden alıyor, saniyeler içinde. Ben de arkasından bağırıyorum: ''AL GÖTÜNE SOK!'' Hemen koşuyorum. Başka bir çocuğun oyuncağını çalıyorum. Derdim oynamak filan da değil. Hırsımdan o bana zarar verdikçe ben başkasına zarar veriyorum... Düzen...
     Sonra, sonra, karşıma çıkıyorsun. Bak bu son bahsedişim olacak senden okuyorsan şayet notlarını iyi al. Kıvırıp saklarsın. Demiştim ya hayat taşşak geçmeyi sever benimle diye, hepsi bu. Ayrıca kalbim farklı iki yerinden öyle kırıldı ki vakti zamanında... Neresini onarsam diğeri çekiyor ''siktir.'' Acıtmıyor ama artık, kendimle yaşamayı öğrendim.
      İşte bu yüzden seni yetersiz, sırf iş olsun diye bir şeyler yapıcı. Üçüncü yerinden kırmaya gücün yetmez. Sikerler. Sen onlar gibisin, değilmişsin gibi davransan bile... Ne varsa onlar gibi olmakta? Keşke ben de olabilseydim. Azıcık aşım dertsiz başım, uyusaydım onu çeyrek geçe en geç. Ben onlar gibi değilim. Bana iyi gelmiyorsunuz. Gözlerinizde aradığım bir renk mi sanıyorsunuz? Hastalık arıyorum. Sağlıklı olan şeyleri sevmiyorum; insanlar ve ilişkiler de dahil. O yüzden kilo vermeyeceğim. Hem sen bana yumurtalı pastırmalı pide kadar mutluluk verebilir misin? IYY HAYIR TABİ Kİ İĞRENÇ! Cidden siktir git. Seninle böyle konuşmaya hakkım da yoktur ama ben başka dilden anlamıyorum.
     Benim dilim vazgeçişlerle dolu, argo değil. Neyse, her neyse işte... Birbirimize tam anlamıyla sahip olsaydık bile... Sahibin bile olsam, vazgeçerdim senden. Benim caymalarım hep benimle alakalı. Sen de az göt değilsin gerçi. Benim halim yok, onlardan olmayan biri alır umarım oyuncağını. Alır ve beni bulur. Oturup ballı süt içeriz.
     Kendine iyi bak.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bu mutlu sonlu bir hikaye

Kelebekler ve Uçurtma

Batak