Yıkılmayan Kale

     Bir düşün peşinde kayboldum, fark edemedim geride kalanları, elimden gidenleri. Sahip olduğum ne varsa teker teker yitirdim, yavaş ama sonucu baki biçimde. Yaşanılan çağın da etkisi büyük tabii. Artık hiçbir şey bıraktığın gibi kalmıyor, mutlak surette değişime uğruyor. Güven duygusu içten şekilde hissedilmediği için küf tutmuş kalplerde. Biraz buruk, hep tedirgin...
     Güldüğün, eğlendiğin, üstünden kalkmak istemediğin o kanepe her an altından kayıp gidecek gibi. Gün batarken ya da geceden sıyrılırken güneş, o yattığın yatağın yanıp kül olma ihtimali hep var. Garantisi olmayan kıyak bir iş gibi yaşamak, ne zaman kapının önüne konulacağını bilemediğin. Bundandır topladım ne varsa, teptim sırt çantama. Bir sapı defalarca kopmuş ve yeniden dikilmiş çantam... O da yine koptu kopacak. Yanıma da kursakta kalan hevesleri, elimde kalmış ümitleri aldım.
     Bu kez tufanlı denizleri, yüksek yamaçları göze almadan yürüyecektim. Bildiğim, ipleri hala sağlam, hep sağlam o köprüden geçecektim. Biliyorum çünkü geldim, gördüm, geçtim. Defalarca...
     Bu kez tepeme yıkılacak bir harabeye gitmeyecektim. Duvarları biraz çatlamış olsa da hala ayakta, hep ayakta bir kalede kalacaktım. 
     Yürüdüm geçtim köprüden. Benim köprüm! Yine orada beni bekliyor o kale. Görüntüsü değişiyor bazen ama hep beni bekliyor. Benim kalem!
     Ne varsa bana dair, hepsi tek seferde uçup gitse bile. Benliğim hiç olsa; değersiz, bitkin, öteki, dipte ve hatta ipte olsam bile... Çarem hep cebime sığıyor benim. Ümit dediğimiz şey bir anahtar, güven dediğimiz şeyse anne sevgisi, baba ocağı. 
     Köprü gibi değil belki dümdüz uzanan bir otoban. Kale değil belki sıradan bir ev kendileri. Masallardaki gibi destansı görseller olmasa da masalları bile kıskandıracak bir his. Anlatmaya kelimelerin yetemeyeceği bir his. Yattığım açılır kapanır kanepe hep altımda, kimse zarar veremez bana burada. Dokunulmazlığım ilan edileli seneler olmuş, kimseler ulaşamaz bana burada. Varsın boş kalsın hep bir yanım, varsın hep üst üste gelsin kötü olan ne varsa. Benim evim, ailem. Benim ailem benim yıkılmayan kalem.

     

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bu mutlu sonlu bir hikaye

Kelebekler ve Uçurtma

Batak